27 Aralık 2016 Salı

O Havlu Benim Değil.

Lens olmasaydı Ali Palabıyık maçın önüne geçebilirdi...

Josef vurdu, Yusuf Erdoğan çizgiden elle çıkardı ama Josef işi garantiye alıp bir daha vurdu ve golü attı. Çocukluğumuzdan beri mahalle maçlarında da Wembley'de de "giren gol penaltı olmaz" diye biliriz. Tabii Ali Palabıyık çocukluğunu yaşamamış veya Wembley'de maç izlememiş olabilir, ona lafımız yok ama ya o penaltı kaçsaydı ? Kaçsaydı ve maç da 0-0 bitseydi...

Ersun Hoca'nın notebookundaki Lens dosyasına virüs girmiş olmalı, yoksa tedbirini alırdı. Gerçi Lens Vikunya kumaşı gibi nadir bulunan bir yetenek, Hırsıza tedbir dayanmaz misali her maçta rol çalıyor..


And Dağlarında soyu tükenme tehlikesindeki Vikunya'nın tüyünden yapılan bir palto 20.000 Euro'ymuş. 

Lens'in ikinci golde hızlanıp yavaşlaması ve tekrar hızlanıp rakibini geçmesini, istenilen yumuşaklıkta topu Moussa Sow'a bırakmasını Volkan Şen'in de izlemiş olmasını yürekten dilerim.

Moussa benim bir şutum daha vardı diye yazıyı kontrol ediyor.

Mutfaktaki bir annenin "hadi yemek hazır olmak üzere siz de sofrayı kurun" diye içeriye seslendiği, ev halkının kıpırdamadığını görünce önce tabağı, bardağı, çatalı, bıçağı kapıp sofraya koyduğu ardından da yemekle geldiği bir sahne düşünün. Lens'in üçüncü golü öyleydi. Hazırladı, bitirdi...Tabii o fast break akını başlatan Volkan Demirel'e de bir alkış yollamak gerek.  Lens'in golü Volkan Şen'in uzun süredir denediği ama atamadığı bir gol. Volkan sırayla gidip önce ikinci goldeki şifreyi çözmeli... Bu yılın iki asist kralı Fenerbahçe'den çıkabilir diye iddiamı sürdürüyorum.

Fenerbahçe'nin eksikleri çoktu ve arandı ama takım oyunundan ödün verilmemesiyle yamalar tuttu.  

Ali Palabıyık penaltı kararından sonra yaralı aslan misali daha tehlikeliydi. Sarı kartlar icat etti ama Trabzonspor'u 9 veya 8 kişi bırakacak aksiyonları almamayı tercih etti. 

Fenerbahçe uzun yıllardır devam eden "top bende kalsın" görüşünü "top sizde kalsın" diye revize etmiş gözüküyor. O görüş ile de an itibariyle ligin en çok gol atan ve en az gol yiyen 2.takımı. 

Uzatmayalım "Lige havlu attı" denen Fenerbahçe "o havlu benim değil" dedi.

20 Aralık 2016 Salı

Manşetler değişiyorsa...

Futbol bazen hayatın içinde tutunacak bir dal, bir umut oluyor...

Eğer bir Gençlerbirliği taraftarı olsaydım dün gece için beraberliğe bile üzülecekken gelen yenilgiyle yıkılır "futbol adil değil" derdim. Doğru değil ama dün gece adil olmayan sadece futbol topuydu. Futbolun, o tarifi zor bilinmezliği kazanınca güzel, kaybedince tahammülsüz oluyor. Bu empati mutlaka yapılmalı. 

Çok soğuk bir gece.
Tribünlerde yer yer doluluklar gözüküyor.
Ortam 2 hafta önceki Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçından farksız bir ıssızlıkta




Ümit Özat'ın takımı liderliğe oynuyor, Fenerbahçe puan veya puanlar almaya gelmiş Anadolu takımı görüntüsünde.
...
...
Ligimizin en iyi kalecisi Volkan Demirel diyemiyorsak sebebi Muslera'dır. O halde ligimizin son 10 yıldaki en iyi yerli kalecisi Volkan Demirel diyerek bu konuyu çözüme kavuşturalım.

Maç devam ederken, beyni bir futbol kitaplığı ve Fenerbahçe arşivi olan Ertuğrul Korkmaz "Volkan maçın adamı olur" dedi. Dakikaya baktım henüz 56. "Daha çok var inşallah" dedim. Yine maç devam ederken "Son yıllarda Kadıköy'de Fenerbahçe kalesine bu kadar çok şut çeken takım olmamıştır" dedi. Maç sonu istatistikler "75'dan maçtan beri..." diyordu.

Peki, böyle bir maçı Fenerbahçe nasıl kazandı ?
Maçtan sonraki basın toplantısında, Fenerbahçe'nin çok etkisiz olduğu ve ikinci yarıdaki 25 dakikada kalesinde yıllardır görmediği kadar gol pozisyonu görmesinin nedenini soran muhabire Küçük General  "Fenerbahçe'yi o 25 dakika ile değil son 10 maç ile değerlendirin" tavsiyesinde bulundu.

Advocaat ile ilgili futbol övgülerine, Antalyaspor maçında Cüneyt Çakır'ın futbol ve vicdan infazı engel olmamalı...

Evinde mahkum oynadığı bir maçı 3 "fast break" golüyle kazanmayı sadece futbol şansı diye açıklarsak hata olur, yetenekler ve emeğe saygısızlık olur. Futbol şansı da yanındaydı dersek taşlar yerine oturur. 

Bugünün gazete manşetleri "Fener dondu kaldı" değilse Volkan Demirel sayesindedir. "Fenerbahçe yola devam ediyor" manşetleri ise Lens, Sow ve Advocaat sayesindedir.

Lens'in biraz umursamaz görüntüsü içinden fışkıran futbol yeteneği ve Sow'un bitirici tek vuruşları beraber değerlendirildiğinde ortaya çıkan görüntü Eagles'in Lyin Eyes şarkısındaki ahenge yakın değerdir. Volkan Şen de "Son pişmanlık fayda etmez" eşliğinde bu golleri defalarca izlemelidir.



Ozan'ın gol pası da, kalın Fernandao'nun ince gol vuruşu da, oyuna alınmaları da soğuk gecenin Fenerbahçe adına güzellikleriydi.   

Advocaat'ın maç sonunda Van der Wiel ve Emenike için söyledikleri de belki bir gün büyük bir takıma teknik direktör olacak Ümit Özat tarafından da okunmalıdır. 

"Emenike ve Van der Wiel’in başka bir kulüp bulmasının daha iyi olacağını düşünüyorum"


Advocaat bambaşka bir ego ile konuşup bugün manşetleri doldurabilirdi.

9 Aralık 2016 Cuma

"Kazanırsan iyisin kaybedersen kötüsün"

Maç sonrası konuşmalar önemlidir.

2000-01... Fenerbahçe Gaziantep'i 0-3'den 4-3 yenmiş ve Trabzon'a gitmiş. Trabzon'da 1-0 şoke eden bir yenilgi alıyor. Bir sonraki maç Kadıköy'de Galatasaray ile. Mustafa Denizli mağlubiyet sonrası kendinden emin bir şekilde "Bu mağlubiyet şampiyonluk şansımızı azaltmadı, tam tersine arttırdı" diyor...

2012-13... Fenerbahçe Lazio'yu eleyip Avrupa Ligi yarı finaline çıkmış. Aykut Kocaman tüm Fenerbahçelilerin duygularına hitap ediyor: "Geçen sezon bizi Şampiyonlar ligine göndermeyenlere yarı finalinden selam olsun demek lazım

Feyenoord maçı sonrası Advocaat'a "istifa etmeyi düşünüyor musunuz ?" sorusu gelebilirdi onun yerine Avrupa ligi finali soruldu.
...
...
Sezon başında Robin Van Persie hocaya gidip "oynamak istiyorum" dediğinde Advocaat "evet ben de seni oynatmak istiyorum ve sana çok güveniyorum" şeklinde cümleler kurdu. Daha sonra elindeki raporları Hollandalı futbolcuya göstermesi ve "ancak bu veriler ile maç oynaman imkansız, güçlenmelisin" demesi mi daha kıymetliydi yoksa Robin Van Persie'nin o verileri düzeltmek için çok çalıştığını takım arkadaşlarının görmesi mi ? 

Sezon başı hazırlıklarını yapan takımın karıncadan çok ağustos böceğine benzediğini söyleyenler haklıdır. Yine de sezonun formda takımı Monaco'yi Fenerbahçe'nin elinden alan hakem kararları oldu. Futbolda yüzdesini bilmediğimiz bir şans faktörü var ve siz ne yaparsanız yapın sizinle beraberdir.

O "şans faktörünü" en aza indirmenin tek yolu "çalışmak" 

Çalışmak deyince, sahanın etrafında 20 tur koşmak yerine 40 tur koşarsanız sadece daha çok koşmuş olursunuz çalışmış olmazsınız. Size birisinin neyin eksik olduğunu anlatması ve ona yönelik idman yaptırması gerekir.

Andrea Pirlo'nun biyografisine uğrayalım. Zaten iyi frikik atan Pirlo'nun daha iyisini yapıp Lyon'lu Juninho gibi frikik atmak hayali var. Onun tüm kasetlerini alıp defalarca izliyor ve sonunda topa (nasıl oluyorsa) bir kaç parmağıyla vurduğunu anlıyor. İdman sahasında o vuruşu deniyor, deniyor, deniyor ve yapıyor... Muhtemelen o vuruş tekniğini anlamasa sahada 500 yerine 1000 frikik dahi atsa Juninho vuruşunu yapamayacaktı.

Fenerbahçe'de oyuncuların artan verimliliği ve başarısı "hoca etkisini" net gösteriyor. 

Caner yetenek olarak Hasan Ali'den 1-2 gömlek üstündür ama Hasan Ali daha iyi bir sol bek. Geçen yıldan daha sağlam, arkasına adam kaçırmayan bir oyuncuya dönüşüyor. Sosyal medyada araba yerine özel antrenman videosu paylaşıyor.

Alper dün geceki futboluyla futbolculuğunu büyütmeye karar verdiğini gösteriyor. Yetenek belli bir yaştan sonra gelişmez diyenlere Cruyff geri pas kuralı çıktıktan sonra ayaklarını kullanmayı öğrenen kalecileri örnek verir. Yani gelişir...Ayağında topu daha az tutan, pas kararını daha çabuk veren Alper futbolu bıraktığında, salonundaki şampiyonluk fotolarını nasıl dizeceği konusunda epey zorlanır.

Sow'un sürekli tersinin düzüne gelmesi bir tesadüf müdür yoksa maçın içindeki yüksek konsantrasyon ve verilen kilolar ile istediğini daha rahat yapabilen bir adale gücü müdür ?  



Josef de Souza'nın müthiş gayretinin yanında maçın ilk yarısında defanstaki bir dokunuşu var. Brezilya milli takımına kadar uzanabilecek bir yol olduğuna inanıyorsa gidebilir. O yolda yürürse benim gibi ona "danışman" diyenlere daha çok pişmanlık yazısı yazdırır.

Zorya'daki son dakika golüyle cankurtaran sandalını denize atan Kjaer'in Skrtel ile Uche-Högh ritmini yakalaması mutlaka oyuncu kalitesiyle de ilgilidir ama Küçük Generel, Mario Been ve Cor Pot'un katkıları da büyüktür.

Fenerbahçe hak ederek, Manchester United'ın önünde Avrupa Liginin en zor grubunu lider bitirdi.

Bir daha yazalım. Fenerbahçe hak ederek, Manchester United'ın önünde Avrupa Liginin en zor grubunu lider bitirdi.

Hocaya Avrupa ligi finali soruldu dedik, haklı olarak önümüzde Antalya maçı var dedi. Türkiye'de futbolda krallık ve hainlik arasındaki iniş çıkış için 7 gün yeterlidir.

Advocaat "Kazanırsan iyisin kaybedersen kötüsün" diyerek şifreyi çözdüğünü belli etti. Bir de cümleleri arasına ile kez "gelecek sezon" lafını sıkıştırdı ve  bir çok Fenerbahçeli tam o anda "bizim büyük bayrak neredeydi" diye şöyle bir aklından geçirdi.

"Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir"

3 Aralık 2016 Cumartesi

Aralık Menüsü

Küçük General Kasım ayında iyi bir Fenerbahçe vaat etmişti ve bunu gerçekleştirdi.

Fenerbahçe menzil içine girdi, dahası oynadığı futbolla farkı kapatabilirim mesajını verdi.

11 yıldır Kadıköy'de kazanamayan Beşiktaş ve kariyeri boyunca 18 lig maçında Kadıköy'de galibiyet görememiş Şenol Güneş ya beraberlik ya mağlubiyet sloganıyla yola çıkmışlardı. 

Fenerbahçe ilk yarıda golü kovalarken Volkan Demirel Galatasaray maçında başladığı Karamazov Kardeşler'in ikinci cildine geçti. Fenerbahçe kapanan Beşiktaş'ı açmak için kanatları kullanamadı veya Beşiktaş bekleri iyi günlerindeydi.

Advocaat, ikinci yarıda maymuncuk olarak Volkan Şen'i oyuna aldı. Kağıt üzerinde doğru olan bu hamle sahada işe yaramadı. Volkan Şen'in küskün ve gölgesiyle kavga eden görüntüsü etkisizliğinden daha rahatsızlık verdi. Ligimizde 12 asist sezon sonu "asist kralı" olmaya yeter. Volkan Şen bu tacı ve sezon sonu posterinde en parlak yeri alabilir. Beşiktaş maçındaki görüntüsüyle devam ederse Fabiano ile kulübede dostluğu ilerletir...

Lens oyuna girdikten sonra 3 pozisyonda farkını gösterdi. Birinde tercih hatası yapmasa belki de maçın adamı olacaktı. Sağlıklı bir Lens 10 kaplan gücündedir...

Beşiktaş Abubakar hamlesiyle, neredeyse yılbaşında çeyrek bilet ile büyük ikramiye kazanacaktı. Volkan Demirel'in kafasıyla uzaklaştırdığı top maçın en kritik anlarından biriydi.

Neticede Volkan Demirel, Şenol Güneş ve Beşiktaş'ın istatistikleri bozulmadı. 
Fenerbahçe avantaj kaybetti.

Şenol Güneş maç sonu klasiği olarak türlü konularda şikayetlerde bulundu. 

Hüseyin Göçek, "en azından derbileri yabancı hakem yönetmeli" diyenlere destek ve 2010-11 yılındaki başyapıtından uzakta olsa da "hala ayaktayım" mesajını verdi.



Selçuk Şahin'den bahsetmezsek bir şeyler eksik kalır. Hafta içi dondurucu soğukta oynanan kupa maçında tribünlere gelen bir avuç taraftar bir kaç kez Selçuk Şahin'i tribünlere çağırıp bağrına bastı. O da onları selamladı. Eğer bir kulübün taraftarı bir futbolcunun onlara ihanet ettiğini düşünüyorsa haklıdır. 

Bakalım aralık ayı menüsünde Advocaat'ın Fenerbahçesi neler sunacak ? 
Kasım menüsünü herkes çok beğenmişti.