17 Şubat 2016 Çarşamba

Buz Adamlar

Tanıdığım en iyi Fenerbahçelilerden biri olan gazeteci Cenk Başlamış'ın bir kaç hafta önce Rusya'nın Sırları(*) diye nefis bir kitabı çıktı. Girişinde Rusya için "bambaşka bir gezegen" diyor ve ülkemiz o bambaşka gezegen Rusya ile bir krizin tam ortasında. Krizin başlangıcında Fenerbahçe'nin sorunlu UEFA karnesiyle L.Moskova ile eşleşmesi endişe yarattı. Ancak Fenerbahçe böyle gergin maçlarda bir Rus kadar "Buz Adam" olup işini yapıyor.

L.Moskova uzun süren sömestr tatilinde ve hazır olması zor diye düşünüyorduk. Onları mı hazır değildi dün gece Fenerbahçe mi çok iyiydi diye sorusuna ikisi de demek en doğrusu olur. 

Aydın Boysan'ın "İstanbul'un büyülü mekanlarının keyfi tenhayken çıkıyor" sözünün tek istisnası olan Şükrü Saracoğlu dün gece iş çıkışı metrobüs kalabalıklığında ve bir Mayıs akşam şampiyonluk maçı canlılığındaydı. Hava sıcaklığı da Mayıs değerlerine yakın olunca Rusların işi iyice zorlaştı.

Maçı 5 dakikalık bölümlere ayırsak uzatmalar da dahil 19 bölüm çıkar. Fenerbahçe 19 bölümde de rakibine üstünlük kurdu diyebiliriz. 

Dün gece çok iyi bir takım izledik
Maç öncesi analizlerde "kanatlarda üstün" denen Moskova'yı, Fenerbahçe  daha üstün kanatlar ile boğdu. Caner ve Gökhan'ın önlerinde biraz onların dilinden anlayan oyuncu olunca etkinlikleri daha da artıyor. Performansı geçen yılın uzağında olan Caner çok iyi, Gökhan mükemmel oynadı. Keşke o 3.golü atsa ve bu maçta o golüyle de hatırlansaydı...

Fenerbahçe'nin yatırım oyuncusu Ozan Tufan da son iki maçtır çok iyi performans gösteriyor.  Pereira'nın "henüz 21 yaşında olduğunu unutmayın" mesajını camianın aklından çıkarmaması gerek. 

Josef soyadına uygun bir maç çıkarırken aslında Robin van Persie'nin ne kadar etkili olduğunu da gösteriyordu. Zira takımda Robin olunca rakip defansın ilgisi onun üzerinde oluyor ve arkasında boş bir adam kalabiliyor. Josef'in gollerini sırdan göstermek için değil, doğru yerde bulunup doğru iş yaptığını anlatmak için bu satırlar yazıldı. "Danışman" gibi takılıyor diye defalarca yazarken  de kalitesizliğine değil sorumluluk almamasına takılıyorduk. Şimdiyse "maşallah" en uygun kelime.

Volkan Şen ve Nani için yapmadıklarını yazmak da mümkün gelin onu geçelim sahada kaldıkları her dakikada sorumluluk ve hırsla oynadıklarını yazalım. Maç biterken Nani depar atıp top istiyordu... Top istemek deyince 1982 yılından beri Şükrü Saracoğlu'nda maç izleyen biri olarak, bu statta Robin Van Persie kadar iştahla top isteyen az oyuncu gördüm. TV başında ne kadar gözüküyor bilemiyorum ama Robin sürekli bir koşu ve elleri yere paralel ayaklarını göstererek top isteme peşinde. Atılamayan toplarda havaya boş bir şut, atılmayan toplarda atmayan oyuncuya delici bir bakış atıyor. Yıldız oyuncu olmak, yıldız oyuncu ile oynamak, yıldız oyuncuyu oynatmak hepsi zor. Hele bahsettiğimiz 21 yaşında Arsenal'e gittiğinde Bergkamp, Henry, Reyes, Pires gibi oyuncular varken "daha fazla oynamak istiyorum" diyen birisiyse.

Şu anda Antalyasporu maçı bir son değil yol kazası olarak görülüyor. Takım da, hoca da, yönetim de, taraftar da görevini yapıyor. 

Cenk Başlamış kitabında Ruslar için çabuk sinirlenen insanlar tanımını yapmış. Ancak Rus sporcular yıllardır daha farklı görünürler ve onlar işlerini yapan Buz Adamlardır. Fenerbahçe futbol takımı da Buz Adamlar misali sahaya odaklanıp işini yaparak doğrusunu yapıyor.

(*) Rusya'nın Sırları : http://www.idefix.com/kitap/gorbacovdan-putine-rusyanin-sirlari-cenk-baslamis/tanim.asp?sid=QD71MIP7A5T1EPARRY33

1 yorum: