27 Şubat 2015 Cuma

Davay Fenerbahçe

Son 12 Euroleague sezonunda 11 defa Final 4 oynayan bir takım olur mu ? Olur: CSKA !

Fenerbahçe, İstanbul'da da o güne kadar yenilgisiz giden CSKA'yı  yenebilirdi,olmadı. Ancak olabileceğini de hem hissetti hem hissettirdi. Fenerbahçe o talihsiz gecede 19 top kaybı yaptı. Normal süre biterken 2 kere maçı kazanma topunu attı, olmadı. Uzatma'da maçı bir daha uzatmaya götürme şansı da 2 defa geldi, olmadı.

Moskava'daki maça CSKA tutuk ötesi başladı ve 0-10'luk bir seri geldi. Erken yakalanan farklar genelde aldatıcı olabilir ( erken fark demişken Marko Tomas- Efes maçını tam bu noktada hatırlayıp, Ülker Arena'nın ilk sayılarını atan yıldıza selam yollayalım )

Bogdanovic'in dönüşü Fenerbahçe'yi rahatlatmış. Rahatlık demişken, Zizis'in üzerindeki anlamsız rahatlık ve sorumluluk almaktan kaçış günden güne artıyor. Hickman zaten partili olduğu için belediyede göreve getirilmiş ilkokul mezunu müdür gibi Fenerbahçe formasını bir türlü dolduramıyor. Kenan nadiren sayı atınca elinin içine üflüyor ve Fenerbahçe'de oyun kuruculuk görevi sadece Emir'e kalıyor. Hal böyle olunca da set hücumları yavanlaşıyor. Bu yavanlık içinde -bazen- Goudelock'a da kızamıyorsunuz. Çok temiz bir şut stili var. Ancak topu 13-14 saniye driplingle kullanıp her koşulda potaya atmaya odaklanması Fenerbahçe'nin büyüklüğüne ve hedeflerine yakışmıyor. Obradoviç'in bu durumu isteyip istemediği muamma ama takımın kaderi bir oyuncunun şut performansına bağlı olmamalı. Bağlı olursa bir kupa finalinde 1/10 atar, kupa gider.

Maça dönersek, CSKA'nın skorda dengeyi sağladığı anlarda Fenerbahçe'nin savunmada ve hücumda direnç göstermesi galibiyet kadar değerliydi. Fenerbahçe İstanbul'dakinin farklı olarak daha az top kaybı ve rakibinden daha çok (43 :36) ribound ile oynadı.

Fundamantel ve akıl olarak iki büyük adam Bjelica ve Bogdanovic'ın devreye girmesi, Vesely'nin dolar hızında yükselen formu, Zoric'in kısa sürede çok iş yapması ama daha önemlisi takım savunması Fenerbahçe'nin galibiyetini getiren faktörler oldu. Türkiye Kupası maçının sorumsuz oyununda eser yoktu.

Arkandayım Bogdan 
Antipatik Teodosic'in bilinçsiz hareketiyle diskalifiye olması da Halil Üner'in Real Madrid maçındaki hareketini aratmadı. Kabul edelim Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ sürdü. Diskalifiye sonrası Fenerbahçe benchinin içinden geçmesi (bir gerginlik yaratmak için mi geçti diye de insanın aklına geliyor ) ilginç, o tip gerginliklerden uzak Obradoviç'in kafasını okşayıp teselli etmesi güzeldi.

CSKA galibiyetinin önemi kazanılan her maç ile artacaktır.
Tarihinde bir defa 1/8 gören Fenerbahçe için bu yılki hedef yine 1/8'dir.
Sonrası sonra.

Yıllar önce Fenerbahçe tribünlerde, Moskovalı Fenerbahçeliler Derneği MOSFENER'in pankartları olurdu

2000-01 Fenerbahçe Galatasaray maçı öncesi

(Moskovalı Aslan Terbiyecileri en meşhuruydu). Dernek başkanı gazeteci Cenk Başlamış ile ve yöneticileri Şanser, Alpay, Erdal, Mehmet Doğan, Bozkurt, Devrim, Hulki, Turgut, Mete, Akın, Derya ile o yıllarda tanışmıştım. Fenerbahçe'nin kötü sezonlarını da şampiyonluklarını da beraber yaşadık. Zaman geçti,çoğu ülkeye döndü. Dostluğumuz, muhabbetimiz  hiç bozulmadı.

CSKA maçı başladığında tribünlerdeki Fenerbahçe taraftarını görünce Cenk'e "Davay (hadi) Fenerbahçe" diye mesaj gönderecektim, 0-10'luk seri gelince heyecandan unutmuşum. Televizyonda gördüm, zaten Moskova'da maçtaymış :)

Fenerbahçe Final 4'u da görecek, o kupayı da zorlayacak.
Ama bu sene ama gelecek senelerde...
Davay Fenerbahçe !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder