29 Eylül 2014 Pazartesi

O eski halimden eser yok şimdi

Yağmurlu bir cuma akşamında, Hadımköy'den Kartal'a E5 üzerinden, 95 model bir taksiyle, kesif otogaz kokusu eşliğinde ve Çilekeş FM'de "çilem çok/anlatmaya gücüm yok/bir kızı sevdim ama/evlenecek param yok" ezgisi ile gitmekten zevk alan olabilir mi ? Olmaz.

Ancak yıllardır, futbolda alınacak her mağlubiyet sonrasında böyle bir takside yolculuk ediyormuş hissini yaratacak yorumlardan kaçış olmayan bir futbol dünyamız var... "Böyle rezil bir futbol olamaz, yıllardır bu kadar kötüsünü görmedim. Bu hocayla bu iş yürümez " diyerek konuya giriş yapılmasını tercih edenler  için bu yazının uygun olmadığı uyarısını not edip kısa bir analiz yapalım.

Mustafa Reşit Akçay Fenerbahçe'ye karşı çok parlak bir karneye sahip. Sarı Kanaryalar'a karşı 3 farklı takımla (Akhisar,Trabzonspor,1461)  4 maça çıkıp 2 galibiyet 1 beraberlik almış. Trabzonspor teknik direktörüyken Fenerbahçe ile  0-0 berabere kaldığı maçın da bordo mavililerin son 15 yılda galibiyete en yaklaştığı maç olarak hafızalarda kaldığını da hatırlayalım. "Fazla açılmayalım, uzun topla gol kovalayalım" taktiğini Fenerbahçe'ye veya büyüklere karşı denemeyen yok, tutturan az ! Peki, Zokora'yı saymazsak sempatik bir takım olan Akhisar'ın veya Mustafa hocanın dün akşamki başarısının sırrı nerede diye sormak gerek. Bu maç özelinde kesin ve net iki cevap verebiliriz: Alves ve Bekir ! Muhtemelen Alves'in ıskası, Bekir'in FIFA14'de adam kovalarken R2 tuşuna basılı kalmış gibi takip ettiği Gekas'ı geçip boş bırakması olmasa muhtemelen zevksiz bir 0-0'ı zemine bağlıyor olurduk.

İsmail Kartal hoca ve ekibin çözmesi gereken soruysa daha zor. İki maçta sırasıyla 20 ve 21 şut çeken bir takımın sadece 1 gol ( o da penaltıyla ) atmasını hangi tarz bir verimsizlik ile açıklamak gerek ?  

Kendini rakip defansın kucağına emanet eden Fenerbahçe forvetleri Temmuz sıcağındaki bir kedi kadar bezginler. Hücum pres konusunda da bezginlik istikrarı sürüyor. Bu sezon Fenerbahçe 4.olursa iyidir diyen futbol ulemalarına göre bu bezginlik kalıcı. Sadece bir sene öncesini hatırlayanlar içinse geçici. 20 Şut rakamını yakalayan bir takım için başarı çok uzakta olamaz...

Elbette bu senenin özel durumları olduğunu unutmayalım. İlk iş Emenike'nin yüzündeki bahşiş verilmemiş garson bakışı çözülmeli veya yayılması önlenmeli. Sow alnının secdeden kalkmaması için ceza sahası dışında gezinmekten vazgeçmeli. Volkan kalesine dönmeli. Gekas devre arasında futbolu bırakmalı. Futbol donanımıyla ve Fenerbahçe tecrübesiyle başarılı olacağı sinyallerini veren İsmail Hoca söylemlerinde ve hareketlerinde vurduğu sehpadaki sürahiyi zıplatacak Arap İsmail sertliğini yakalamalı.Tribünlere süne zararlısı gibi giren pasolig'e rağmen Fenerbahçe taraftarı seyircisini geçmeli. Zira Şükrü Saracoğlu Stadı, Aydın Boysan'ın "İstanbul'daki mekanların güzelliği tenha olunca ortaya çıkıyor"  sözünün en önemli istisnasıdır.

Mantıklı düşününce Fenerbahçe'nin geçen yıl oynadığı dominant futbola geri dönmemesi için bir sebep var mı ? O eski halimden eser yok şimdi demek için çok erken değil mi ?

Tutun kollarımdan düşerim şimdi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder